Anasayfa / Köşe Yazıları / “Normalleşme” algısının CHP yansımaları

“Normalleşme” algısının CHP yansımaları

Siyasette “normalleşme” tartışması gündemdeki yerini koruyor. Ayrıca yeni tartışma başlıkları da üretiyor. CHP odaklı cereyan eden yeni başlıklar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ilk adımından sonra partisinin iç bünyesinden beslenen bazı aykırılıkları içeriyor.

Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hemen ilk anda Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme talebini sert tavırla eleştirmesiyle artan bu aykırılıklar, 2028’e yönelik yapılan hesapların içeriğine yeni refleksler eklemiştir.

Özgür Özel’in, kurultay sürecinde ve hemen sonrasında genel başkanlık pozisyonuyla ilgili kendisine yakıştırılan; “emanetçi”, “geçici”, “eşbaşkan” gibi sıfatların gerçeği yansıtmadığını ispatlamak için adına “normalleşme” dediği süreci başlatmıştır. Bu yolla; “CHP’nin genel başkanı ve lideri benim ve kimsenin emanetçisi değilim” demek istemiştir. Bunda da başarılı olmuştur. Bu durum parti içinde kimileri için 2028’e yönelik kişisel ajandaların sıkı bir biçimde gözden geçirilmesine yol açmıştır. Kılıçdaroğlu-İmamoğlu buluşması, Mansur Yavaş-Ekrem İmamoğlu 2028 hesapları bu gözden geçirmenin çok konuşulan dışa vurumlarıdır. Özel uçakla Avrupa Futbol Şampiyonası’nda maç seyretmeye giden İmamoğlu’na yönelik, Mansur Yavaş’a yakın Ankara Yazıyor adlı X hesabı, İmamoğlu’na Mansur Yavaş’ın fotoğrafıyla göndermede bulunarak;

“Özel uçak tutup tribünde maçı izlemek yerine, AOÇ’de ailem dediği Ankara halkıyla beraber izledi maçını” ifadesini kullanması, çok çarpıcıdır. Açıktan İmamoğlu’nu hedef alan bu mesaj, bundan sonrası için işaret fişeği durumundadır. 2028 Cumhurbaşkanlığı adaylığına yönelik muhtemel çekişmenin işaret fişeğidir.

Özgür Özel’in bu çekişmede yerinin ve belirleyiciliğinin nasıl olacağı, genel başkanlık seyri ve siyaset yapma biçimiyle de ilişkili olacaktır.

Bu noktada Özgür Özel ile Gazeteci Yılmaz Özdil arasındaki “bidon kafalı” polemiği de bir başka çekişme alanını ortaya koymaktadır. Kılıçdaroğlu’dan üslup açısından farklılaşmaya çalışan Özel’in “bidon kafalı” çıkışı, bu farklılaşmayı süreklileleştirme eğilimine işaret etmektedir.

Tüm bu çekişmeler, farklılaşma çabaları, değişim algısına yönelik adımlar, CHP’de belki kişisel beklentileri karşılayabilir ama esas olan Türkiye’nin beklentisidir.

O da; Türkiye’nin hasımlarının maşası olanlarla seçim için, oy için kol kola girmekten vazgeçmesidir. Emperyalizme ve onun tüm uzantılarına karşı Türkiye’nin tam bağımsızlık mücadelesinde en güçlü rolü üstlenmesidir. Daha önce Mehmetçiğin Gazi Meclis’ten istediği sınır ötesinde teröre karşı mücadele için yetki tezkeresine hayır oyu vermesi üzerine, PKK’nın Kandil’deki terör elebaşlarının CHP’ye yönelik; “tezkereye hayır oyu vermekle hayırlı bir iş yapmıştır” şer sözlerinin bir daha tekrarlanmamasının kararlılığını göstermesidir.

İşte o zaman CHP’de Türkiye adına gerçek değişimi konuşacağız.

Olur mu ? Çok zor görünüyor… Bu zorluğun varlığının kanıtı; Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı ikinci görüşmeden birkaç gün sonra Cumhur İttifakı’nı, MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “suç ortaklığıyla” suçlamasıdır. Ayrıca PKK terör örgütünün “kayyım oyununu” yok sayarak, kayyım konusunda yine önceki yönetim döneminde olduğu gibi ezber cümleler kurmasıdır.

Her şeye rağmen yine de bekleyip görelim diyelim mi?

Öyle ya belki yanılırız…

Önerilen Haber

Irak’ta yeni güvenlik atmosferi

Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi hız kesmeden sürüyor. Irak ve Suriye sahasında terör örgütlerinin kökünün kazınacağı …