Anasayfa / Köşe Yazıları / ABD Kongresi’nde kara gün

ABD Kongresi’nde kara gün

ABD Kongresi’nde bebek katili, soykırımcı Netanyahu’ya gösterilen olağanüstü sevgi tarihin en kirli sayfalarına kara bir leke olarak işlenmiştir. Kongre üyeleri; Hitler mezarından fırlayarak ABD Kongresi önünde diz çökerek; “beni unutturacak kadar ileri gitmenizden dolayı size şükran borçluyum” diyecek manzarayı yaşattılar.

Bu kirli, utanca ortak olmayan bir tek kişi vardı. O da; ABD Kongresi’nin Filistin asıllı temsilcisi olan Rashida Tlaib’di. Tek başına taşıdığı “savaş suçlusu” yazan pankartıyla ABD Kongresi’nin utanç sahnesinde; yürekli, vicdanlı, insanlıktan yana tutumuyla bir yıldız gibi karanlığa meydan okudu. Diğer yandan ABD’li Demokrat Parti senatörü Bernie Sanders Yahudi olmasına rağmen hakikati haykıran bir başka vicdan sahibi olmuştur. Netahyahu’nun savaş suçlusu olduğunu ifade ederek, kongrede konuşturulmasını en sert biçimde günlerdir haykırmaktadır.

Katliamcı, soykırımcı Netanyahu’nun nerdeyse her cümlesini ayakta alkışlayan temsilciler insanlık tarihine kara bir leke sürmüşlerdir. O ayakta alkışlanan cümlelerde; inkar ve yalan var. Açık bir çarpıtma, karalama var. Dünya kamuoyunun gözü önünde “sivilleri öldürmedik” diyen yalan, çirkin ve kirli konuşma ayakta alkışlanıyorsa, insanlığın kimler eliyle yok edildiğini bir kez daha anlamış oluyoruz.

Çoğu çocuk ve kadınlardan oluşan 40 bin insanı katleden, bir soyu yok etmeye kendilerini adamış olanlar demokrasi şampiyonluğunu kimselere bırakmayan bir ülkenin kongresinde üyeleri tarafından elleri parçalanırcasına ayakta alkışlanıyorsa artık insanlık için yeniden tarih yazmanın zamanı gelmiştir.

Bu tablo, şayet tersine çevrilemezse insanlığın geleceğinin kaygı verici olduğunun kanıtıdır. Zalimlerin mazlumlara karşı nasıl hükümdarlık sürebildiğinin, hukuk, adalet, insan hakları kavramlarının sahte yüzlerin, maskeli zatların ülke yönetimlerinin eliyle nasıl kirletildiğinin, yok edildiğinin dışavurumudur. Uluslararası kavramının, sıfatının anlamını yitirmesinin geldiği son noktadır.

Tüm bu yaşananlar; uluslararası düzenin gerçekte düzensizlik olduğunun, sömürü, işgal, zulüm, zalimlik, soykırım darbe, savaş, terör üretenlerin kimler olduğunun, onlar eliyle uluslararası ortamın nasıl kontrol edildiğinin çarpıcı resmidir. Bu resim; karanlıktır, kirlidir, kanlıdır. Acımasızca katledilen çocukların, bebeklerin kanları, Netanyahu’yu çılgınca alkışlayanların her yerine bulaşmıştır.

İnsanlık adına bu tablo kabul edilemez. İnsanlığın geleceği adına gerçek adaletin tesisi edileceği düzen kurulmak zorundadır. Zalimlerin egemenliği yıkılmak zorundadır. Yeryüzünden sömürgeci, işgalci, soykırımcı emperyalizmin kökü kazınmalıdır. İnsanlık bu duruma el koymalıdır. Afrika’da başlayan sömürgeci güçlere karşı kitlesel başkaldırı dalga dalga her yere yayılmalıdır. Küresel vicdanın inşa edileceği, küresel adalet temelinde dünya düzeni kurularak insanlık bugününe ve yarınına sahip çıkmalıdır.

“Daha adil bir dünya mümkün” ve “Dünya beşten büyüktür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği hedef, tüm mazlum milletlerin var olma hedefidir. Zalimlere karşı yılmadan usanmadan, inançla, dirençle dimdik ayakta kalmak, ölümüne mücadele etmek insanlığın tek çıkış yoludur.

Gazze’nin insanlık adına umut olan, şanlı direnişine bin selam…

Önerilen Haber

Irak’ta yeni güvenlik atmosferi

Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi hız kesmeden sürüyor. Irak ve Suriye sahasında terör örgütlerinin kökünün kazınacağı …