Anasayfa / Köşe Yazıları / İran’da normale dönüş çabası

İran’da normale dönüş çabası

Cumhurbaşkanını, dışişleri bakanını ve beraberindekileri taşıyan helikopterin düşüşünün nedenleri ilgili tüm ayrıntılar hâlâ yeterince ortaya konulabilmiş değil. Yaşanılanın üzerindeki sis perdesi bütünüyle aralanabilmiş değil.

İran Genelkurmay’ı helikopterin düşmesine ilişkin ön rapor yayınlamış olmasına rağmen olayın tüm yönleriyle aydınlandığını söylemek güç.

Ön raporda; kazaya ilişkin teknik ve genel anlamdaki bilgi ve bulguların toplanarak değerlendirildiğini, bazı verilerin değerlendirilmesinin zaman alacağı belirtilmiş.

Raporda; helikopterin önceden belirlenen rotasından sapmadığı ve pilotun kazadan yaklaşık bir buçuk dakika önce diğer iki helikopterin pilotlarıyla iletişime geçtiği ve düşen helikopterin parçalarında kurşun veya benzeri harici cisim izine rastlanmadığı ifade edilerek, kazadan sonra helikopterde yangın çıktığı not edilmiş.

Söz konusu raporda ayrıca; kontrol kulesinin uçuş ekibiyle yaptığı görüşmelerde şüpheli herhangi bir durumla karşılaşılmadığı da belirtilmiş.

Basına yansıyan bu açıklamaların hiç kuşkusuz çok daha ayrıntısına ihtiyaç var. Her şeyden önce helikopterin yaşı, teknik donanımı, yeterliliği ve bakım düzeyi konusunda açıklamalara ihtiyaç olduğu gibi birlikte uçan diğer 2 helikopter hakkında da bilgiye ihtiyaç var. Ayrıca hem cumhurbaşkanını hem de dışişleri bakanını aynı helikopterle uçması doğru bir karar mıdır? Kısacası bir dizi ihmal, tedbirsizlik, özensizlik olduğu aşikar bir durum. Nerdeyse helikopterin düşme riskini artırmak için her şey yapılmış.

Diğer yandan, helikopterin düşmesi ve saatlerce sonra bulunması üzerine olay yerinin güvenliğinin sağlanamaması, enkaz alanına herhangi bir önlem almadan gazeteci, haberci kim varsa kolayca girip çıkması da girebilmesi bir başka ihmali ve özensizliği ortaya koyuyor.

Tüm bunlar sabotaj ihtimalini tamamen zihinlerden kazıyamıyor. Şurası kesin ki; tüm ayrıntılarıyla zihinlerdeki tüm şüpheleriyle sis perdesi varlığını koruyacak.

Tüm şüpheler tamamen giderilmemesine rağmen İran devleti bunun bir kaza olduğunu kabul etmiş durumda ve böyle de kalacak. Olayın sabotaj şüphesi öne çıktığında ise bu noktada hem içeriden hem dışarıdan kim ya da kimlerin olabileceği ve ondan da önemlisi şimdi neden yapıldığı sorularının da akla yatkın bir karşılığı olmalı. Bu noktada hatırlanmak gerekirse; bir ülkenin cumhurbaşkanını öldürmek savaş nedenidir. Bu durum İran için; ne Kasım Süleymani suikastına ne de Suirye’de yaşanılan İran Başkonsolosuğu saldırısına benzer. Bu doğrudan kaçınılmaz, geçiştirilemez bir savaş nedeni olur ki, İran’ın da bundan kaçınması mümkün olamaz.

Sonuçta olay olur olmaz dini lider Ali Hamaney; “Bundan ülke yönetimi etkilenmez” dedi. Şimdi de olayın kaza olduğu sonucuna varılarak, kaybedilenlerin yerine yenileri getirilerek, konu kapanmış olacaktır. Her ne kadar şüpheler ve şüpheciler çeşitli senaryo ve yorumlara kaynaklık etmeye devam edecek olsa da devlet için, rejim için daha fazla sorgulanmamak üzere yaşanılan bir kaza olarak kayda geçecektir.

Önerilen Haber

Irak’ta yeni güvenlik atmosferi

Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi hız kesmeden sürüyor. Irak ve Suriye sahasında terör örgütlerinin kökünün kazınacağı …