Anasayfa / Köşe Yazıları / İç cephede gedik açmaya çalışanlar

İç cephede gedik açmaya çalışanlar

Yıllardır daima vurgularız, asıl önemli olan iç cephenin tunç olma halidir. Türkiye’nin özellikle son 10-12 yıldır giderek ivmelenerek artan küresel saldırılara karşı verdiği mücadelede iç cephenin önemi tartışmasızdır.

Dün de, bugün de, yarın da bu gerçek hepimiz için; vazgeçilemez, göz aradı edilemez, ihmal edilemez önemdedir. Dış cephede Mehmetçiğin bileğini bükebilecek bir güç yoktur. Asıl olan iç cephedir. İç cephede gedikler açmak, verilen tam bağımsızlık mücadelesinde güç kaybına yol açmak, iç gerilimler çıkararak, iç çatışmalara zemin hazırlamak, bunun için fitne şerrini her daim diri tutmak ve sahaya sürmek Türkiye hasımlarının ve maşalarının eksilmeyen şer hevesidir.

Bugüne değin başarılı olamadılar. İstediklerini tam olarak elde edemediler ama henüz pes etmediler. Hâlâ tutunacak dallarla, cesaretlendirici siyasi pozisyonlarla sonuç alma hevesindeler.

Türkiye’nin hasımları bellidir. Türkiye’nin enerjiden ekonomiye verdiği tam bağımsızlık mücadelesine karşı duranlar Türkiye’nin hasımlarıdır. Terör örgütlerini sahaya sürenler onlardır. Milli teknolojik hamlesini köreltmeye çalışanlar onlardır. Ekonomi üzerinden tehdit edenler onlardır. Türkiye’yi Kıbrıs Adası üzerinden Antalya Körfezi’ne, Adalar Denizi üzerinden Anadolu’ya hapsetmeye çalışanlar onlardır. Suriye ve Irak üzerinden Türkiye’nin iç bütünlüğünü hedef alanlar onlardır. Bugüne değin darbeleri tezgahlananlar onlardır. FETÖ gibi derin devletlerinin aparatlarıyla devleti, milleti kuşatmaya çalışan yine onlardır.

Onlar ki; işgalci, bölücü, sömürgeci emperyalizm ve tüm karakolları ile uzantılarıdır, maşalarıdır.

Bugün de her fırsatta iç cephede fitne çıkarmak için çabalayanları görüyoruz. Emperyalizm ve tüm aparatları bunun için fırsat peşindeler. Suni gündemlerle, toplumsal barışımızı zedeleyecek adımlar atarak, kin ve nefret dilini yaygınlaştırarak iç çatışmalar çıkarabilmenin şer hevesindeler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zafer Bayramı töreninde yaptığı konuşmada tam da bu hususlara değinerek, son derece önemli vurgularda bulundu. Dedi ki; “Son günlerde toplumun sinir uçlarıyla oynayan çeşitli kışkırtmalara hep beraber şahitlik ediyoruz. Siyaset kurumunun itibarına gölge düşüren kirli dilin ülkeyi sürüklemeye çalıştığı tehlikeli yeri çok iyi görmekteyiz. Allah’ın izniyle bu oyuna gelmeyeceğiz. Dilinden, kaleminden ve klavyesinden nefret akan, zehir akan beşinci kol aparatlarının tuzağına düşmeyeceğiz. Toplumun sürekli huzurunda olan siyasetçiler başta olmak üzere milletimin her bir ferdinden bu konuda dikkatli olmasını, uyanık olmasını, iç cephemizi sarsmaya yönelik provokasyonlar karşısında teyakkuz halinde olmasını özellikle rica ediyorum. Ne yapıyorsak hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde yapacağız. Hangi mücadeleyi veriyorsak hukuk, demokrasi ve meşruiyet temelinde vereceğiz. Şunu lütfen aklımızdan çıkarmayalım: 85 milyon olarak hepimiz aynı gemideyiz, aynı geminin yolcularıyız. Siyasi görüşlerimiz, kökenlerimiz, inançlarımız farklı olsa da hepimiz aynı gök kubbenin altında, aynı vatan toprağının üzerinde yaşıyoruz.”

Tüm bu gerçeklere işaret ettikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı kararlılıkla bir kez daha ifade etti ki; ” Tam bağımsız Türkiye idealimize emin adımlarla ilerliyoruz.”

Uzun sözün kısası iç cepheden yükselmesi gereken tek ses; emperyalizme ve tüm maşalarına karşı, omuz omuza yaşasın tam bağımsız Türkiye kararlılığıdır.

Önerilen Haber

Emperyalizmin eksilmeyen şer hedefi; iç cephe

Emperyalizmin ve uzantılarının son günlerde yine şer hevesleri kabarmış durumda. Hedef yine Türkiye’nin iç cephesi. …