Anasayfa / Köşe Yazıları / 50.yılında yaşasın Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

50.yılında yaşasın Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 50.yılındayız. Her şeyden önce isminde yer alan Kuzey sıfatının kaldırılmasının gerekliliğini bir kez daha ifade etmiş olalım. Yıllardır buna hep işaret ettik. Zira artık Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı; gelinen noktadaki stratejik ve siyasi gerçeğin bir gereği olarak en doğru adı içermektedir.

Yıllardır Kıbrıs adasında çözüm olarak işaret edilen süreç, hiçbir zaman hakkaniyeti getirmedi. Gerek Birleşmiş Milletler (BM) gerekse Avrupa Birliği (AB) Kıbrıs meselesinde hukuka dayalı hiçbir adım atmadı. Bırakınız adaletli, hukuka dayalı adım atmayı mevcut hukukun çiğnenmesine göz yumuldu.

1959-60 Garanti Anlaşması hiçe sayıldı. Oysa bu anlaşmaya göre Türkiye, İngiltere ve Yunanistan adanın üç garantör ülkesidir ve üçünün birlikte olmadığı hiçbir yapıya, birliğe ada tek başına giremez. Bu açık hükme rağmen BM uhdesinde uluslararası hukuk çiğnenmiş, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY) tüm adanın tek hakimiymiş gibi AB’ye tam üye yapılmıştır. Bu noktada AB de kendi hukukunu çiğnemiştir. Zira AB hukuku, sınır sorunu çözülmemiş bir ülkenin tam üye yapılmasına engeldir. AB de bu esasa rağmen GKRY’yi, KKTC’yi yok sayarak, Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla tam üye yapmıştır.

Bu süreç içinde bir de Annan Planı denemesi olmuş, plan adanın her iki yakası arasında halkoyuna sunulmuş, Kuzey’e plana evet denmesi halinde ambargoların kaldırılması gibi birçok söz verilmiş, AB’ye tam üyelik yolu açılan Güney’in hayır demesiyle plan yürürlüğe girememiş, üstelik Kuzey’e verilen sözler de yerine getirilmemiştir.

Tüm bunlardan sonra bilinmelidir ki; bir adadan iki devlet çıkmaz diye ne bir uluslararası hukuk kuralı ne de uluslararası ilişkiler teamülü vardır. Öyle olsa idi Haiti ile Dominik Cumhuriyeti ikiye bölünmezdi. Zira emperyalizmin çıkarları bu bölünmeyi gerekli kılmıştı.

Gelinen noktada artık esas olan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığıdır. Adıyla, sanıyla, niteliğiyle, varlığıyla Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yoluna devam edecektir. Hiçbir aldatıcı oyalayıcı sözde müzakere zeminlerine, süreçlerine meyletmeden, adanın diğer devleti olarak varlığını en kararlı, en güçlü şekilde ortaya koymalıdır. Kendi hukuklarını çiğnemiş olan AB ve BM’nin tanımaması ona engel olmamalı, tanınmaması, devlet varlığından vazgeçmeye yol açmamalı, tanınma mücadelesi de ayrıca yapılmalıdır. Türk Devletleri Teşkilatı’na bir an evvel tam üye olmalı, devletin güçlenmesi için her adım gecikmeden atılmalıdır.

GKRY’nin, ABD ve AB ile anlaşarak, Yunanistan ile deniz üssü inşasına karşılık, Türkiye gecikmeden Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde deniz üssü kurmalıdır.

Doğu Akdeniz’in yükselen enerji jeopolitiğinde adanın öneminin daha da artması göz ardı edilmeden, Mavi Vatan stratejisini diri, canlı tutarak, hidrokarbon kaynaklarımıza ve denizel zenginliklerimize sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-Türkiye anatomisi tam bağımsızlık hedefinde inançla, dirençle, kararlılıkla geleceğine sahip çıkmaya en ufak bir aksama yaşamadan devam etmelidir.

50.yılında Kıbrıs şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.

50. yılında yaşasın Kıbrıs Türk Cumhuriyeti…

Önerilen Haber

Irak’ta yeni güvenlik atmosferi

Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi hız kesmeden sürüyor. Irak ve Suriye sahasında terör örgütlerinin kökünün kazınacağı …